k
Anasayfa
Program indir
Bilgisayar
Dini bilgiler
Sağlik
Ürünler
Tarih

 

            ALLAH (c.c.)ISIMLERI

» Esmâül Hüsnâ
» ALLAH (c.c.)ün Sıfatları
» ALLAH (c.c.)ün Kelamı

      Sevgili Peygamberimiz

» MEKKE HAYATI
» - Efendimiz'in çocukluğu
» - Peygamberliğin verilişi
» - İlk Müslüman+lar
» - Aleni davet
» Tüm Liste


» MEDİNE HAYATI
» - Hicret'in 1.Senesi
» - Hicret'in 2.Senesi
» - Bedir Muharebesi
» - Hicret'in 3.Senesi
» Tüm Liste
               Radyo

Radyoyu Dinlemek İçin"Dinle" ye Basınız

          Mezheb, Mezhebler

» Mezheb Nedir
» İtikadi Mezhebler
» Fıkhi Mezhebler
» Hanefi Mezhebi
» Şafii Mezhebi

                İlmihal Bilgiler


» Namaz
» 32 Farz
» 54 Farz
» Namaz Duaları
» Namaz ile ilgili bilgiler
» Oruç
» Haç
» Zekat
» Nazar
» Cinler
» Abdest
» Teyemmüm

       Mübarek Gün ve Geceler

» Recep Ayı
» Regaib Kandili
» Miraç Kandili
» Şaban Ayı
» Berat Kandili
»Ramazan Ayı
»Kadir Gecesi
» Ramazan Bayramı
» Şevval Ayı
» Kurban ve Kurban Bayramı
» Muharrem Ayı ve Aşure Günü
» Safer Ayı
» Kutlu Doğum ve Mevlid Kandili

Besmsle

Konuşma. Allah'ın Sübuti sıfatlarından. Allah'ta bulunması zorunlu olan konuşma niteliğini belirtir. Allah bu sıfatı ile peygamberler aracılığıyla emir ve yasaklar koyar, haberler verir. Ancak konuşmasının mahiyeti bilinemez.

Kur'an'da Allah'ın konuşma niteliğine sahip olduğunu gösteren çok sayıda âyet vardır. "Musa, tayin ettiğimiz vakitte bizimle buluşmaya gelip de Rabb'i onunla konuşunca... " (el-A'raf, 7/143), "De ki: "Rabbimin sözleri için deniz mürekkep olsa, Rabbimin sözleri tükenmeden önce deniz: tükenir" (el-Kehf, 18/109), "Ve eğer ortak koşanlardan biri güvence dileyip yanına gelmek isterse, onu yanma al ki, Allah'ın sözünü işitsin... " (el- Tevbe, 9/6) ve "Kıyamet günü Allah ne onlarla konuşacak ve ne de onları temizleyecektir." (el-Bakara, 2/ 174) bu âyetlerden yalnızca birkaçıdır.

Kelamcılara göre Allah'ın Kelam sıfatı ile nitelenmesinin zorunlu olduğu akıl yürütme yoluyla da kanıtlanabilir Kelam bir olgunluk, kemal niteliğidir. Bu nedenle Allah'ın Kelâm sıfatı ile nitelenmesi zorunludur. Allah bunun tersi olan konuşmama ve dilsizlik niteliğinden münezzehtir. Diri olan varlık konuşma niteliğine sahip değilse, konuşmama ve dilsizlik gibi afetlerle nitelenmesi gerekir. Oysa Allah tüm eksiklik ve kusurlardan uzaktır. Tüm peygamberler Allah'ın kelâmını insanlara aktarmış, O'nun emir ve yasaklarını, haberlerini bildirmişlerdir. Bu, bütün peygamberlerden mütevatir olarak gelmiştir. Peygamberlerin elçilik görevi de ancak Allah'ın kelam sıfatı ile mümkündür. Allah'ın konuşma niteliğine sahip olmaması durumunda risalet görevinden de söz edilemez. peygamberlerin varlığı ve bildirdikleri Allah kelamı Allah'ın konuşma niteliğine sahip olduğunun kanıtıdır.

Allah, peygamberlerle konuşur. Ancak bu konuşma iki insanın karşılıklı konuşmalarına benzetilemez. Bu konuşmanın biçimi Kur'an'da şöyle belirtilir: "Allah bir insanla (karşılıklı) konuşmaz. Ancak vahiyle (ilham yoluyla, kulunun kalbine dilediği düşünceyi doğurarak), yahut perde arkasından konuşur, yahut bir elçi gönderip izniyle dilediğini vahyeder" (eş-şûrâ, 42/51). Allah'ın "perde arkasından" konuşması, Hz. Musa (a.s) ile olduğu gibi bir ağaç ya da benzeri bir nesne aracılığı ile konuşmasıdır. Bir elçi göndermesi de kelâmını bir melek (Cebrail) vasıtasıyla vahyetmesidir.

Kelamullah ve Kelam-ı Kadim deyimleri Kur'an'ı dile getirir. Allah'ın mütekellim (konuşan) ve Kur'an'ın da Allah'ın kelamı olduğunda tüm İslam mezhepleri görüş birliği içindedirler. Ancak Kur'an'ın Kelam sıfatı gibi kadim (ezeli) mi, yoksa mahluk (yaratılmış) ve hâdis (sonradan olma) mı olduğu konusunda çok farklı görüşler öne sürülmüş, çok şiddetli tartışmalar yürütülmüştür. Bu konudaki belli başlı görüşler Selef, Mutezile ve Eş'ariye ile Mâturidiyye tarafından savunuldu.

Selef'e göre Kur'an Allah'ın kelâmıdır ve mahluk değildir. Allah'la kaimdir ve O'ndan ayrı değildir. Kur'an ne yalnız anlam, ne de yalnız harflerden ibarettir; her ikisinin toplamından oluşur. Allah harflerle konuşur, harfler de mahluk değildir. Kulun okuyuşu, sesi ve okuma fiili yaratılmıştır, Allah ile kaim değildir. Fakat dinlenilen Kur'an mahluk değildir, Allah ile kaimdir. Allah'ın kelâmı Cibril vasıtasıyla inzal olunan anlamın hikayesi değil, ibaresidir.

Selef'in benimsediği anlayışın tam karşısında Mutezile'nin görüşleri yer alır. Mu'tezile'ye göre Kur'an ses, harf, âyet, sûre vb.lerinden oluşmakta; telif, tanzim, tenzil, inzal gibi hudûs (sonradan olma) nitelikleri taşımaktadır. Bu nedenle kadim değil, mahluktur. Allah'ın konuşması, mütekellim olması, kelamı belli bir mahalde, örneğin Cebrail'de, peygamberlerde, Levh-i Mâhfuz'da, insanın okuyuşunda yaratmasıdır. Kur'an'ın kadim (ezeli) olması, Allah'ın zatı ile birlikte ikinci bir kadimin daha bulunması demektir. Bu da tevhide ters düşer.

Eş'ari ve Maturidi kelamcılar Selef ile Mutezile arasında bir yol izlediler. Bunlar kelamı "nefsi" ve "lafzi" olmak üzere ikiye ayırdılar. Nefsi kelam (kelam-ı nefsi), Allah'ın zatı ile kaim, mahiyetini anlayamayacağımız ezeli bir sıfattır. Lafzi kelâm (kelâm-ı lafzî) ise nefsi kelâma delalet eden ses ve harflerden oluşan Kur'an'ın lafzıdır. Bu lafzî kelam hudûs (sonradan olma) nitelikleri taşıdığı için ezeli değildir, mahluktur. Eş'arî ve Maturidîler nefsi kelâmın işitilip işitilmemesi konusunda ayrılmışlardır. Eş'arîlere göre nefsi kelam işitilebilir. Çünkü varolan bir şeyin işitilmesi de mümkündür. Maturidîler ise nefsi kelamın işitilemeyeceğini savunurlar.

 
                  Giris

Kullanici adi

 

Sifre

 

Beni hatirla

             Kurân-ı Kerim

Kurân ögren

Sureleri dinle

sureleri meaini dinle

Yasin ve meali

             Çocuklar İçin

» Çocuğun Edebi
» Namaz
» Nasihatler
» Müzikler

Canli tvler

 

Ziyaretci defteri

Gazeteler

40 Hadis